Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:
Namaz Terketmenin Hkm.doc
Скачиваний:
9
Добавлен:
23.05.2015
Размер:
1.81 Mб
Скачать

(Secdeninşeklihakkinda)fasila

Sonra da yüzü, burnu, iki eli, iki dizi ve parmak uçları ile secde yapardı. El ve ayak parmakları da kıbleye dönük idi. kendisi ellerinin avuç kısımları ile itimad eder (dayanırdı) ve kollarını kaldırırdı. Kollarını da bağrından uzak tutardı. Öyle ki O’nun (s.a.v.) koltuk altlarının beyazlığı bile görünmekte idi. Midesini de dizlerine değmekten korur idi. Secde de mutedil durur, namazgahında direk olarak yere de yüzünü sağlamca ve temkinli kılardı. Sarığın kuyruğu, kıvrımının üzerine de (secdeye engel olması açısından) secde etmezdi.

Ebu Humeyd Es-Sadiy; kendisi O’nun kelamını işiten on sahabeden birisidir, şöyle demiştir. “Rasulullah (s.a.v.) namaza kalktığı zaman dimdik kıyamda dururdu. Omuzlarına ulaşıncaya dekte iki elini kaldırır (tekbir alırdı). Rüku etmek istediği zamanda ellerini omuzlarınn hizasına dek kaldırır ve sonra da: “Allahu Ekber” derdi ve rüku ederdi. Sonra da dimdik durur, mutedil olurdu. Başını da doğrultmazdı, eğmezdi de. İki elini de (rükuda) dizlerinin üzerine koyardı ve: “Semi Allahu limen hamideh” derdi. Sonra da kalkardı ve bütün organlar yerini buluncaya dek mutedil olarak dururdu. Sonra da secdeye inerdi ve; “Allahu Ekber” derdi. Sonra da kendisini toplar ve pazularını karnına toplardı. Ayak parmaklarının da arasını açardı. Sonra da sol ayağını yayar üzerine otururdu. Sonra da dikelir (oturur). Bütün uzuvları yerini buluncaya dek. Sonra da secdeye varır: “Allahu ekber” derdi. Sonra da ayağını yayar üzerine otururdu. Yine ta ki tüm organları yerine gelinceye (mutmain oluncaya) dek. Sonra da kalkardı. Kendisi iki secdeden kalkıncaya dekte bunların aynısını ikinci rekatta yapardı. Tekbir getirir ellerini kaldırırdı. Tıpkı namazın başında ellerini omuzları hizasına kadar kaldırdığı gibi burada da kaldırırdı. Sonra da namazın bitişi o rekat olanın da aynısını yapardı. Sol ayağını yayar, teverrük eder yanına otururdu. Sonra da selam verirdi.”287

(287) Buhari: 2/253, 254, 255 namazın sıfatında: Teşehhüdde oturmanın sünneti babında; Ebu Davud: 730, 735 Namazda namazın açılışı babında: Tirmizi: 304, 305 namazda: Namazın vasfı hakkındaki babda rivayet etmişlerdir.

Kendileri secdede: “Subhane Rabbiyel Ala” der idi.”288 Rivayet olunduğuna göre Nebi (s.a.v.) buna; “ve bihamdihi” demeyi de eklerdi.288 Bazen de: “Allahumme linni leke secedtu ve bike ve sevvarahu. Ve şakka semahu ve basarahu “Fe tebarekallahu Ehsenu El-Halikin”290 der idi. Aynı zamanda şunu da derdi: “Subhanekallahümme ve bihamdik, Allahummeğfirli.”291

(288) Ebu Davud: 869, Namaz’da: Rüku ve secdesinde kişi ne der babında; ibni Mace: 887 Namaz’da, rükuda tesbih çekmek babında; Darimi: 1/299 Namazda: Rükuda neler denir babında rivayet etmiştir. Bu hasen bir hadistir.

(289) Ebu Davud: 870. Hadiste meçhul birisi vardır. İbni Mesud’dan Darekutni’nin rivayet ettiği buna şahitlik etmektedir. Aynı zamanda Ahmed’in Ebu Malik El-Eşari’den rivayet ettiği de böylecedir. Böylelikle hasen olmaktadır.

(290) Nesei: 2/222, İftitah’da, secde de dua etmenin son nevi babında: Muhammed bin Seleme’den. Bunu aynı zamanda: 2/226 da rivayet de etmiştir. Uzun bir hadisten bir parça olarak, Müslim: 771, Misafirlerin namazında: Gece namazı ve kıyamında dua babında rivayet ettiler.

(291) Buhari: 2/247, Namazın sıfatı bölümünde: Secde de dua ve tesbih babında ve rükuda dua babında; Müslim: 484 Namazda, rüku ve secdede neler söylenir babında; Ebu Davud: 877, Namaz’da, rüku ve secde de dua babında; Nesei: 2/219, İftitah bölümünde: Secdede dua babında rivayet etmiştir.

Nebi (s.a.v.): “Subhaneke Allahümme ve bihamdike La ilahe illa ente” derdi.”292 Kendileri şöyle de derdi: “Subbuhun Kuddusun Rabbul melaiketi ver-Ruh.”293 Kendileri şöyle de derlerdi. “Allahummeğfirli zenbi kullehu, dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu, ve alaniyetehu ve sırrahu.”294 Şöyle de demişlerdir: “Allahummli inni euzu bimudake min sahatike ve bimuafatike minukubetike ve euzu bike munke. La uhsi senden aleyke ente kema esneyte ala nefsike”295 Kendilerinin secdesi kıyamları kadar uzun tutardı. Sonra da başını kaldırıp: “Allahu Ekber” derlerdi. Ellerini kaldırmadan. Sonra da sol ayağını yayar üzerine otururdu. Sağ ayağı da diker, ellerini de dizlerimin üstüne koyardı. Sonra da: “Allahummeğfirli verhamni vecburni vehdini verzugni” derdiler.296

(292) Müslim: 476, Namaz’da rüku ve secdede ne der babında; Nesei: 2/223, İftitah’da, secdede duadan bir başka nev babında.

(293) Müslim: 478, Namaz’da, rüku ve secdede ne denir babında; Ebu Davud: 872, Namaz’da, rüku ve secdesinde kişi ne der babında: Nesei: 2/224, İftitah’da, secdede dua etmenin başka nevi babında.

(294) Manası: Allah’ım!Benim günahlarımı bağışla hepsini, incesini, gizlisini, öncesini ve sonrasını gizli ve açığını (hepsini bağışla) Mütercim.

Müslim: 483, Namaz’da, rüku ve secdede ne der babında Ebu Davud: 878, Namaz’da, rüku ve secdede dua babında.

(295) Muvatta: 1/214 Kuran’da: Dua hakkındaki babda; Tirmizi: 3491, Daavaat’da; Ebu Davud: 87-9, Namaz’da: Rüku ve secdede dua babında. İsnadı ise sahihtir.

(296) Ebu Davud: 850 Namazda: İki secde arasında dua babında, Tirmizi: 284, Namaz’da, iki secde arasında ne der babında. Hakim rivayet edip sahihlemiş, Zehebi de onaylamıştır. Hadis hasendir.

Başka bir lafızda ise: “Ve afini” derdi. 297 buna bedel olarak da: “Vec burni” demiştir. Bu ibni Abbas’ın hadisidir.

(297) (Bu geçen Ebu Davud’un rivayet ettiğidir.)

Huzeyfe dedi ki: “Nebi (s.a.v.) iki secde arasında: “Rabbiğ firli” derdi.”298 Her iki hadis “Sünen” de geçmektedir. Bu oturuşu da öyle uzatırdı ki: (dışarıdan) birisi: “Her halde daldı” ya da “unuttu” derdi.299

(298) (İbni Mace: 897 Namaz Bölümünde iki secde arasına ne der babında: Müslim: 472, Namaz’da namaz rükunlerinin itidali babına: Ebu Davud: 853 Namaz’da iki secde arasında Rükudan kıyamın uzatılması babında rivayet ettiler.)

(SECDEVETEŞEHHÜD’DENKIYAMAKALKMA

HAKKINDA) FASILA

Sonra tekbir getirir ve ellerini kaldırmadan secdeye giderdi. İlkinde yaptıklarının aynısını ikinci rekatte yapardı. Sonra da tekbir çeker olarak başını kaldırır, ayaklarını başlarını diz ve yanlarına mütmid olarak (yasaklayarak) kalkardı.

Malik bin Huveyris dedi ki: “Resulullah (s.a.v.) namazında tektil kıldığı bir yerinde oturmasında tam yayılmadan kalmazdı.”300 Buna da: “İstirahat oturuşu” denilmektedir. Resulullah (s.a.v.) bunu kıldığı hakkında hiçbir şüphe yoktur. Ancak bunu namazın sünnetlerinden birisi olduğu için ya da namazın şeklinden olduğu için mi yaptı mesela tecafi ve başka şeyler gibi: Yoksa bunu bir ihtiyaçtan dolayı mı yaptılar. Mesela Nebi (s.a.v.) yaşlılık alıp da yerinden kalkamayacak durumda olmuşsa vs.

(300) (Buhari: 2/249, Namazın sıfatında: Kim namazın tekli bölümünde oturarak yayılması babında: Ebu Davud: 844, Namaz Bölümünde: Secdeden kalkışın keyfiyetinin nasıl olacağı babında: Nesei: 2/233, 234 iftitafda. İki secdeden kalkma anında oturmada yayılma babında rivayet ettiler.)

İşte bu ikincisi iki şeyden dolayı daha doğrudur:

1. Bir defa bunda onun ve vail bin Hucrun301 ve Ebu Hureyre’nin: “Kendileri ayak uçları ile kalkardı” hadisinin rivayeti arasında cem (ortaklık) vardı.

(301) (Ebu Davud: 838, Namazda Ellerden önce dizler nasıl koyulur babında: Tirmizi: 268, Namazda Secde ve başka yerlerde iki elden önce dizlerin koyulması ile ilgili babda rivayet ettiler. Bu da geçmişti.)

(302) (Tirmizi: 288, Namazda secdeden nasıl kalkılır babında isnadında Halid bin ilyas vardır zayıflığında ittifak edilmiştir. İbni Hibban dedi ki: Sikalardan mevzuatları (uydurukları) rivayet ederdi. Hatta kendisi onu vaz ediyormuş gibi kalbedip sebk ederdi. Ancak hayret yönüyle hadisleri yazılır. (Yani yazılmaz) İbni Adiy “Kamil” adlı eserde. Bak: Nasbur- Raye: 1/398.)

2. Sahabeler şüphesiz Nebi (s.a.v.)’nin namazının şeklini ve O’nun fiillerini görmede insanlardan daha hırslılardı. Kendileri de ayak uçları ile ayağı kalkarlardı. Abdullah bin Mesud namazda ayak ucu ile kalkardı, oturmazdı. Bunu Beyhala rivayet etmiştir.

Bunu ibni Ömer, ibni Abbas ibni Zübeyr ve Ebu Said el-Hudri’den Uteyya el-Avfi’de onlardan olmak üzere rivayet etmiştir. Bu ibni Mesud’dan sahih gelen bir rivayettir. Bu kıyamda ellerini kaldırmazdı. Kendisi ayakta tamam olunca kıraate başlar suzmazdı. “El Hamdu lillah rabbi Alemin” ile de kıraatini açardı.

İlk teşehhüdde oturduğu zaman iki secde arasında oturuyormuş gibi yayılarak oturur. Sol elini sol dizinin üzerine sağ elini de sağ dizini üzerine koyardı. İşaret parmağı ile de işarette bulunurdu. Halka şeklinde olmak üzere kalın parmağını orta parmağının üzerine koyardı. Gözünü de kaldırıp işaret ettiği parmağa bakardı. Kendisi işaret parmağını kaldırır az olarak eğerdi ve O parmakla rabbini teklerdi.

Ebu Davud’da ibni Abbas’dan gelen hadiste Nebi (s.a.v.): “İhlasta böylecedir -(sonra da) kalın parmağının yanıdaki el işaret etmiş- Duada böylecedir” demiş ve ellerini omuzlarına dek kaldırmış “ibtihal da böylecedir” demiş ve ellerini çekerek kaldırmıştır” bu mefkuf olarak rivayet olmuştur.

Sonra da şöyle demiştir: “Ettehiyyatu lillahi ves-salavatu Et-Tayyibatu. Es-Selamu Aleyke Eyyuhannebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuhu Es-Selamu aleyna ve ala İbadillahis-salihin. Eş Hedu Enlailahe illallahu Vahdehu la şerike leh ve Eşşehu Enne Muhammeden Abduhu ve resuluhu” 303 Nebi (s.a.v.) bunu, ashabına Kuran-ı öğrettiği gibi öğretirdi. Aynı zamanda şunu da okurdu: “Et-tehiyyatul Mübarekatu Es-Salavatu Et-Tayyibatu lillah”304 bu ibni Abbas’ın teşehhüdüdür. İlki ise ibni Mesud’un teşehhüdüdür. Bu daha kamil olandır. Çünkü ibni Mesud’un teşehhüdür değişik şeylerin cümlesini içerir iken ibni Abbas’ın teşehhüdü de tek bir cümleyi içermektedir.

(303) (Buhari: 2/257-261, Namazın sıfatında: Sonunda teşehhüd babında: Müslim: 402 Namazda, namazda teşehhüd babında Ebu Davud: 968 Namazda, Teşehhüd babında Tirmizi: (289) Namazda, Teşehhüd hakkında gelenler babında; Nesei: 2/237 İftitah’da ilk teşehhüdün keyfiyeti babında rivayet ettiler.

(304) Müslim: 403 Namazda, Namazda teşehhüd babında; Ebu Davud: 974 Namazda, Teşehhüd babında; Tirmizi 290 Namazda, Teşehhüd hakkında gelenler babbında; Nesei: 2/242, 243 İftitahda: Teşehhüdde son nev babında rivayet ettiler.

Aynı zamanda “sahihaynda” ki bunda vavın ziyadesi de mevcuttur gelen bi rivayette; “Nebi (s.a.v.) onlara Kuran’ı öğrettiği gibi bunları da öğretiyordu.”

İbni Ömer’den rivayete göre: “Et-Tehiyyatu lillahi Es-salavatu-et-Tayyibatu”305 lafzında başka türleri de mevcuttur. Bunların hepsi caizdir. Kendileri bu celseyi hafif tutardı. Sanki; “Radaf”306; sıcakta ısıtılmış taşın üzerinde oturuyormuş gibi sonra da Nebi (s.a.v.) tekbir alır ayağı kalkardı. Üçüncü ve dördüncü rekatları kılar ilklerinden daha (kısa) hafif tutardı. Bu ikisinde de (son iki rekatta) Fatiha suresini okur bazen de üzerine bir şeyler daha okurdu.”

(305) (Ebu Davud: 271 Namazda, Teşehhüd babında rivayet etti. İsnadı sahihtir.)

(306) Ebu Davud: 995 Namazda, Oturuşun tahfifi babında; Tirmizi: 366 Namazda, İlk iki rekatta oturmanın miktarı babında; Nesei: 2/242 İftitahda, İlk teşehhüdde hafifletme babında. Hadisin senedinde kopukluk vardır. Çünkü Ebu Ubeyde bin Abdillah bin Mesud babasından işitmemiştir. Lakin bunun Hafız’ın: “Telhis” adlı eserinde rivayet ettiği konuda şahitleri vardır: “Ebu Bekir (r.a.) iki rekatta oturduğu zaman sanki sıcakta ısıtılmış bir taşın üzerindeymiş gibi olurdu.” “Hafız dedi ki: “Bunun isnadı sahihtir.” Bunun ibni Ömer’den de bir benzeri mevcuttur.)

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]