- •(Ankebut: 29/45)
- •İşte bu yüzden müslümanın hayatında namazın çok büyük önemi bulunmaktadır. Bu da kişiyi bunu muhafaza etmeye, vaktinde kılmaya mescitte cemaatle beraber ilk vaktinde kılmaya sürüklemektedir.
- •Kasten namazi terk eenin hükmü
- •İbni şüreyh şöyle demiştir:“Kılıçla ölünceye dek korkutulup dürtülür. Çünkü bu o’nun sakındırılmasına ve geri dönmesine en iyi bir çözümdür.” Cumhur Nebi’nin (s.A.V.):
- •İkinci Rivayet: Namazın dışındakileri terketmesi sonucu kişi öldürülmez. Çünkü namaz bedensel bir ibadettir. Buna bir şey niyabet eklenmez. Abdullah b. Şakik şöyle söylemiştir:
- •İkinci Delil: Yüce Allah (c.C.) şöyle buyurmuştur:
- •İşte bu yüce Allah’ın kitabında buyurduğu:
- •İslam, haberi tasdik edip emrede uymayı gözettiği zaman yüce Allah bunun için iki zıt faktör kılmıştır. Tasdik etmemek ve namazı kılmamak.
- •İmam Ahmed rivayet etmiştir. Şayet İslam üzere baki kalmış olsaydı o zaman onda İslam’ın zimmeti bulunurdu.
- •3Babalarınızdan yüç çevirmeyin. Şüphesiz bu sizin için bir küfür olur.”81
- •3Kim karısına dübüründen yaparsa şüphesiz o Muhammed’e indirilene küfr etmiş olur.”84
- •Ibni abbas, yüce Allah’ın:
- •İki Fırka Arasındaki Hüküm Faslı Hakkında Fasıla
- •İtikadi Küfür ve Ameli Küfür Hakkında Fasıla
- •İtikadi nifak; kur’an’da, yüce Allah’ın inkar etmiş olduğu münafıkların (nifaklarıdır). Nitekim onlara ateşin en altında olmalarını gerekli de kılmıştır.
- •İbni ebi şeybe dedi ki: Rasulullah (s.A.V.):
- •3Ikindiyi kaçıranın konumu sanki ehlini ve malını yitirmiş kimse gibidir.”114
- •3Sizden biriniz uykudan dolayı namazı kılamamış ya da namazı kılmaktan dolayı gafil olmuş (unutmuş)sanız bu namazı hatırladığınız vakit kılsın. Çünkü Allah (c.C.) şöyle buyurmuştur:
- •3Her kim namazı unutacak olursa, hatırladığı zaman kılsın. Çünkü Allahu Teala:
- •İmamı şafii dedi ki:
- •3Şüphesiz Rasulullah (s.A.V.) ramazan ayında cima yapıp orucunu bozanın, yerine bir gün oruç tutmasını emretmiştir.”131 Dolayısı ile şöyle de demişlerdir:
- •3Onlardan sonra bir (topluluk) geldi. Namazlarını terkettiler ve şehvetlerine uydular, yakında da “ğayy” ile karşılacaklar.” 5Meryem: 19/59)
- •3Aynı zamanda geçmiş bir vakitin tedarik edilmesine yol bulmak ebedi mümkün olmaz? aynı zamanda farzına ve vasfını da tedarik etmeye yol olmaz.” şöyle demişlerdir:
- •3Ben Ebu Bekir’in vefatına (yakın) hazır olduğumda bunu zikretmişti.” Demişlerdir ki:
- •3Topluca yüce Allah4a tevbe edin ki felaha ulaşasınız.” (Nur: 24/31)
- •Vaktinden sonra sıhhatini ve kabülünün men edenler şöyle demişlerdir:
- •İşte bizler bu borcun eda için mukabil olma misli gibi:
- •İşte bununla; sizin: “Sahabelerin ikindi namazını kasten güneş batana dek tehir etmeleri ile ilgili delil getirmenize karşılık cevap çıkmış oldu. Öyleki Rasulullah (s.A.V.):
- •3Kim bilmeden kusarsa ve oruçlu ise kaza etmez. Her kimde kusmak 5isterde) kusarsa kaza gerekir.”203
- •Vacip diyenler şöyle demiştir:
- •İkinci Delil: Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
- •3Sen Hayyales-Salah ve Hayyalel Felah-ı” duyuyor musun?” diye buyurdu. O da:
- •3Muhakkak ki o kavim Rasulullah (s.A.V.) için -kendisinin bu makaleyi söylediğini onların işitmeleri- daha korkutucu idi. Sonrada cemaatten geri durup gitmemekte daha ısrarlı olacaklardır.”
- •3Senin için bir ruhsat bilmiyorum” kavli de “Eğer sen faziletli bir cemaat istiyorsan” manasındadır.” aynı zamanda: “Bu mesuh’tur” da demişlerdir. Vacip kılanlar ise şöyle demiştir:
- •3Şüphesiz ki ibni abbas, Rasulullah’ın (s.A.V.) solunda geçmiş bulunurken ihram tekbiri almıştı. Rasulullah (s.A.V.) ta eliyle onu tutup sağına doğru çekmiştir.”239
- •Bismillahirrahmanirrahim
- •2. Namaz ve Terk Edenin Hükmü
- •İşte bu hitap kesinlikle imamlaradır. Her ne kadar sadece onlara özgü olarak gelmemişse de.
- •(Rükudando⁄rulmakhakkinda)fasila
- •İşte bu maksadlı bir rukünde, kast olunanın bir zikri olup rukü ve secde olmadan olmaz.
- •(Secdeetmekvebukonudakilatifeler hakkinda) fasila
- •(Nahl: 16/49, 50)
- •(Selam ilenamazdançikma(bitirme)hakkinda)fasila
- •(Nebi(s.A.V.)namazininsifati(şekli)hakkinda)fasila
- •(Ruku’nunsifati) fasilasi
- •(Ruku’dando⁄rulmaninsifati)fasilasi
- •(Secdeyenasilkapanilirkonusuhakkinda)fasila
- •(Secdeninşeklihakkinda)fasila
- •(KunutunşekLi hakinda)fasila
- •(Sonteşehhüddenebi(s.A.V.)’esalavatgetirme) fasli
İşte bu maksadlı bir rukünde, kast olunanın bir zikri olup rukü ve secde olmadan olmaz.
(.) Müslim: 476, 204 Namazda: Rukudan başını kaldırdığı zaman neyi diyeceği hakkındaki babda rivayet etmiştir.
(Secdeetmekvebukonudakilatifeler hakkinda) fasila
Sonra da kul tekbir alır ve ellerini kaldırmadan direk secdeye varır. Çünkü eller tıpkı yüzün secdede gidip huşu aldığı gibi ellerde huşu alır. Çünkü bu iki el O’na kulluk için hıçkırır, huşu almaktadırlar. Bundan dolayı da kaldırmaya gerek yok. Bu yüzden de bu iki eli secdeden başı kaldırdığı zaman kaldırması meşru kılınmıştır. Çünkü bu ikisi ile, tıpkı birlikte koyduğu gibi kaldırılmışlardır. Secde etmek ubudiyyetin en beliğ ve heyet bakımından en tamam olarak meşru kılınmıştır. Secde; namazın sırrı ve büyük bir ruknüdür. Aynı zamanda rekatın bitişidir. Kendisinden önce rukünleri, O’nun için mukaddematı (önce olanı) gibidir. Böylece de bu haccda ziyaret tavafına benzemektedir. Çünkü bu haccın maksadı, Allah’a (c.c.) giden giriş mahalli ve ziyaretidir. Kendisinden önce olanda tıpkı onun için öne geçeni gibidir. Bu yüzden de kulun rabbine en öne geçeni gibidir. Bu yüzden de kulun Rabbine en yakın olduğu an secde anıdır. Ona en faziletli hallerde Allah’a (c.c.) en yakın bulunduğu bir haldir. Bu yüzden de burada yapılan duaya icabet olunmaya en yakın olandır.
Yüce Allah (c.c.) kulu topraktan yaratınca, elbetteki onu aslından çıkarmaya daha muktedir olandır. Hatta kişi tabiatını, yaratılışını inkar edip buna ters şeyler söylüyorsa onu tabiatından çıkarır ve oraya gönderir. Çünkü kul tabiatını terk etse ve nefsini ön plana çıkarsa, büyüklenir, sertleşir ve yaratıldığı asıldan çıkıverir. Rabb Teala’nın büyüklük ve azamet haklarını da görmezlikten gelir, hatta bunlar hakında tartışmaya bile giriverir.
Halbuki kul, haliki ve yüce Rabb olan Allah (c.c.)’ın azameti için, O’na boyun eğerek, O’nun önünde başını indirmiş, huşulu olarak ve ona kafasını alçaltmış olarak secde etmekle emrolunmuştur. Dolayısı ile bu huşu ve O’nun boyun eğmiş vaziyeti kendisini Allah’a (c.c.) kulluk hükmüne götürmekte, sokmaktadır. Nitekim kendisi aslından çıkmayı istediğinden, gaflete, yüz çevirmeye ve yanlışlığa düccar olduğundan bu secde konusu da onu zorlamıştır. Dolayısıyla da secde gerçek yaratılmış olduğu toprağa imtisal edivermiştir. O da kendisinden en şerefli ve yüksek olanı ortaya koymaktadır ki bu da yüzüdür. Yüce olan Allah’ın (c.c.) önünüde huşulu olarak, en yükseği bu sefer (secde etmesi ile Allah’ın önünde başını eğerek) en altta olmuş oluyor. O’nun (c.c.) azametinden dolayı O’na huşulu ve boyun eğmiş olarak, izzetinden dolayı da başını kaldırmamış olarak. İşte bu zahiri huşunun yegane hedefidir. Muhakkak ki Allah (c.c.) insanı topraktan yaratmış. Nitekim bu toprakta ayaklarla basılmış, zilletli (boyun eğdirilip) kılınmıştır. İnsanı bunda kullanmıştır. O’na redetmiş (döndermiştir) Ondan çıkartmayı da vaad etmiş. Bu da kulun annesi, babası, aslı ve soy soplarıdır. Yeryüzünün sırtına diri olarak insanı yürütmüş, ölü olarakta toprağın karnına (altına) sokuvermiştir. Nitekim toprak kişiye teyemmüm aracı ve bir mescidde kılınmıştır. Oraya secde etmesiyle de emredilmiştir. Öyle ki bu açık olan huşunun yegane gayesidir. Diğer organlarada ubudiyyet toplanmış, kişi böylece yüzünü toprağa, iki elini de onun (yanına) koyup, tevazulu huşulu ve boyun eğmiş olarak (Allah’a) secde der.
Mesruk, Said bin Cübeyr’e: “Şüphesiz bizim sadece yüzlerimizi bu toprağa koyup (secde etmemiz) hariç, rağbet edilecek bir şey kalmadı. Nebi (s.a.v.) kasten yüzünü toprağa, vurmamazlık etmezdi. Bilakis bu ona toplanmış olsa bunu yapardı. Bu yüzden de O (s.a.v.) su ve çamura da secde etmiştir.”dedi.289
(289) Buhari: 2/246 namazın sıfatında: Çamura bununla secde etme babında alnını ve burnunu koymassa babında; Müslim: 1/67 Oruçda kadir gecesinin fazileti babında; Ebu Davud: 894 Namazda: Burun ve alınla secde etme babında ve: “911”de burunla secde etme babında; Nesei: 2/208, 209. İftitah bölümünde: İki alnı ile secde etme babında rivayet ettiler.
İşte bu yüzden de vacib bir secdenin kemalinden bir birisi de kişinin şu yedi azaya secde etmesidir: Yüz, iki el, iki diz, iki ayak uçları. Bu Allah’ın ve Resul’ünün emrettikleri birer farzdır. Bunu Resulullah (s.a.v.) ümmetine de tebliğ etmiştir.
Vacib ya da müstehab secdenin kemalinden birisi de: Yüzün tam değmesi için namaz kılınacak yerin dümdüz olması, yere itimad edebilmesidir. Şöyle ki: Yerin biçiminden (alt ve üst yüksekliğinden) başın (alnın ve burunun) tam olarak hem alına hem de üstüne değmesidir. İşte bu secdenin tamamındandır.
Aynı zamanda secdenin tamamlarından birisi de(.) boyun eğmesinden aldığı hazz ile bedenindeki tüm azaların hepsinin kapanması şeklini oluşturmasıdır. Midesinin iki dizinden uzakta durması, pazuları yanlarından uzakta kalıp, kaldırılacak, bunları da yere yayma suretiyle tüm uzuvlarına müstakil oluncaya dek yaymayacak. Çünkü kulluk etmekte olup (yanlış harekenlerde bulunmaması lazım!) Bu yüzden de şeytan hz. Adem’i Allah’a secde eder vaziyette görünce yanından uzaklaşır ve ağlayarak: “Yazıklar olsun bana!Adem oğlu secde etmekle emrolundu ve secde etti. Ona Cennet vardır. Ben de secde etmekle emrolundum ama isyan ettim. Bana da Cehennem vardır.”290
(.) Ya vacib ya da müstehapta. Mütercim.
(290)Müslim: 81 İman’da: Namazı terk edene küfür isminin kullanılmasını beyan babında rivayet etti.
Bu yüzden de Allah’u Teala, kelamı işitildiği zaman secdeye varanları çokça övmüş ve bu esnada secde etmeyeni de zemm etmiştir. Bunun için de (secde ayeti) okunduğu zaman secde etmeyi vacib kılanların delili gerçekten çok kuvvetlidir. Sihirbazlar da Musa’nın (a.s.) doğru, Firavun’un da yalancı olduğunu anladıkları zaman hemen Rabblerine secde ediverdiler. İşte bu secdeleri ilk saadetleri, ve işledikleri sihirden dolayı pişmanlıklarının ilk ğufranlarıdır. Bu yüzden de yüce Allah (c.c.) bütün mahlukatın kendisine secde ettiklerini haber vermiş ve şöyle buyurmuştur:
“Göklerde olan, yerde olan canlılar ve melekler de hiç kibirlenmeden Allah’a secde ederler. Üstlerinde her hususta hakim olan Rabblerinden korkarlar.”