Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:

AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003

.pdf
Скачиваний:
870
Добавлен:
09.02.2015
Размер:
5.24 Mб
Скачать

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

mişti. Dulkadıroğlu Şehsüvar da bu anlaşma yapılırken bu­ lunuyormuş [aynı anlaşmayı Dulkadıroğlu da yapmış.] Söz­ leşme, padişah istediği vakit bunların hizmete hazır olmala­ rı ve nereye emrolunur ise oraya gitmeleri hakkında imiş.

Padişahın niyeti Uzun Hasan'ın üzerine varmak idi. Zira Uzun Hasan'dan Osmanoğlu hanedanına karşı uygunsuz iki hareket olmuştu. Biri şu idi: Koyluhisar eskiden beri gazilere hizmet edegelınişti. Diğeri ise şudur: Karaman aslında bunla­ ra tabi idi. Özellikle Karamanvilayetinden sürüp çıkardığı bu gazipadişahın amcasıoğluidi.UzunHasanbunlara bu konu­ da hiç itibar etmedi; gelip bu vilayetleri yıktı, yağmaladı. Ne diliyorsa onu yaptı ve gitti. Uzun Hasan babası Ali Bey'le bu gazi padişaha bir ihtiyaçla gelip Sultan Murad Han'a hizmet etınişlerdi. Şimdi bu gibi kimselerin padişahlara böyle hare­ ket etmeleri caiz değildir ve padişahların da bu konuda sıkı davranmaları gerekir. İşte Uzun Hasan'ın üzerine varınasına bu söylediklerim sebep olmuş idi. Uzun Hasan küçükbir yı­ landı. Padişahın da niyeti onu ejderha olmadan avlamak idi. Şimdi, Karamanoğlu ve Şehsüvar bu ahitlerinde durma­ dılar, padişah da o tarafa yönelerek Anadolu'ya geçti. Bun­ ların karşısına çıkmalarını bekliyordu. Bunlar gelmediler. Padişah da Karaman'a yöneldi. Karaman oğlanları kaçtılar, La.rende'ye vardılar. Padişah doğru Konya'ya yöneldi. Ge­ vele'yi fethetti. Yürüdü, Ul.rende'ye vardı. Pir Ahmed ora­ da idi. Mahmud Paşa onun üzerine vardı. Birbirleriyleharp ettiler. Sonunda Pir Ahmed durmadı, kaçtı. Karaman sİpa­ hilerinden hayli adam tuttular, padişaha getirdiler. Padişah emretti, boyunlarını vurdular. Padişah Mahmud Paşa'ya "Turgutoğlu'nun nerede olduğunu öğren ve üzerine git." dedi. Turgutlu Bulgar Dağı'na çıkmış idi. Mahmud Paşa bunların neredeolduğunun haberini aldı, hemenüzerlerine yürüdü. Bunlar Mahmud Paşa'nın geldiğini duyunca kaçtı­ lar. Tarsus'un öte yüzüne geçtiler. Mahmud Paşa da onların peşine düşüp takip etti, yakalayabildiğini yakaladı. Yaka­ lanmayalar Tarsus vilayetine girdiler. Padişah Larende'den ve Konya'dan evler, aileler sürülmesine hükmetti.

Sözünkısası, zanaat erbabından niceailelerisürdüler. Rum

252

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

vezir padişaha "Hey devletli sultanımı Mahmud'un sürdüğü aileleri incelediın, çoğu fakirdir, zenginleri sürmedi. Hem az sayıda ev sürdü." deyince padişah da "Seni göreyiın o zaman, ne kadar sürülmek üzere ev yazacaksın." dedi.

Bu Rum vezir İstanbul'un intikamını almak arzusuyla ya­ nıyordu, Müslümanlara eziyet etmek hevesindeydi. Bu kez fırsat bulmuştu. Sözün kısası Uirende'den ve Konya'dan çok ev sürmekten maksadı Müslümanların evlerini yıkmak idi. La.rende'den o kadar çok aile yazdı ki Mevlana Hünkar'ın oğlanlarını, Emir Ali Çelebi'yi bile yazıp sürdüler.

Sözün kısası, bu Rum Mehmed, padişahın emrinden da­ ha fazla ev sürdü. Sonunda Karamanoğullarıyla ara düzelir gibi oldu. Padişah Konya'ya ve Gevele'ye ve feth olunan vi­ layetin diğer hisariarına asker koyup sağlamlaştırdı. Ondan sonra gelip Kara Hisar'a indiler. Padişah emretti, Mahmud Paşa'nın çadırını ve otağını başına yıktırdı.* Cebhanesini padişahınkine kattılar.

Bu vezir Rum Mehmed'in ilk şeytanlığı, Mahmud Paşa gi­ bi tedbir ehli bir veziri padişahın kapısından uzaklaştırdı. Zira Müslümanlara eza etmek ve onlardan intikam almak, İstanbul'un acısını çıkarmak istiyordu. Bu seferin başların­ da kazasker olan Keblioğlu'nu da Rum Mehmed azlettirdi, Mevlana Yildan kazasker oldu.

Şiir

Sürüldü Mahmud Paşa kapıdan Uzaklaşh o sevgili eşikten

Varıp Hasköyü'ne yerleşti Kurtuldu sıkınh ve hizmetten

Bu fethin ve maceranın tarihi Sultan Mehmed Han Gazi elindenhicretin sekiz yüz yetmiş ikisinde (M. 1467-68) gerçek­ leşti. Bundan sonra olan maceraların durumları da çoktur.

*Sadrazamların çadırlan başlarına yıkılarak aziedilmelerinin bu olayla başladı ı ileri sürülür.

253

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

BÖLÜM 143

Bu bölüm padişahın Iğnboz'a [Eğriboz] ne şekilde varıp onu fethettiğini ve Mahmud Paşa'yı ne yaptığını açıklar.

İlk önce Mahmud Paşa'ya Gelibolu sancağını verdi ve "Tez elden, gernileri hazırla. Uzakta yakında hiçbir gemi liman­ da kalmasın. Eğriboz gazasma gidiyorum. Hepsi hazırlan­ sın. Sana haber gönderince hepsi seninle birlikte yürüsün­ ler. İyice araştır, Eğriboz fethi için ne gerekiyorsa hazırlık­ larını tamamla." dedi. Mahmud Paşa emri kabul edip ne gerekli ise onu tamamıyla kaydetti, hiçbir şeyi eksik bırak­ madı ve padişaha bildirdi. Bu tarafta padişah da büyük bir ordu toplayıp karadan gaza niyetiyle yürüdü. Mahmud Paşa da gernilerle denizden yürüdü.

Sözün kısası, Eğriboz'un üzerine düştüler. Eğriboz'un önüne bir köprü döşediler. Padişah gelip karadan, Mah­ mud da denizden hisarı kuşattı. Padişah köprüden geçti bü­ yük bir orduyla karadan kuşattı. Her tarafta toplar kuruldu. Harbe başlama emri verildi. Nice günler toplarla, oklarla acaib harpler oldu.

Bir gün aniden denizde kafir gernileri görüldü. Eğriboz'a yardım etmek için gelmişlerdi. Gemideki kafirler baktıkla­ rında Eğriboz'u karadan ve denizden İslam askerinin ku­ şattığını ve cenk ettiklerini gördüler. Bunlar şaşkın bir vazi­ yette iken padişah ernretti: "Hey gaziler! Hisarı yağrnala­ yın." Gaziler hisara saldırdılar Mahmud Paşa tarafı ilk önce saldırdı. Kaleyi fethettiler. Üç gün gece ve gündüz iyi yağ­ malar oldu. Hisarı zaptettiler ve etrafında olan hisariarı da zabt ettiler.

Eğriboz vilayetinin bütünü bir sancaklık il oldu. Şehrin ki­ liselerini rnescit ettiler. İslam memleketinden gelen hatırlı Müslümanlara, kafiderden boşalan evleri rnülküyle birlikte verdiler. Bir kadı tayin ettiler ve bir beye de sancağını ver­ diler. Allah'a hamdolsun, o memleket küfür yurdu iken İs­ lam yurdu oldu.

254

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Şiir

Öyle bir han ki aydınlattı alemi Besbelli görünür bahtının açıklığı

Viraneler mamure olur gelmesiyle onun Yüzünü gören kurtulur gamdan

Bu han'ın devleti daima yüce olacaktır Bunun kısmetidir olacak her hayır

Bu neslindir kıyamet günü fazilet Bu han'ın mahkumudur cümle millet

İlahi, kıyamete değin bu soy üzerine

Ere lütfun, inayetin de doğru yolu göstere

Bu fetih ve gazanın tarihi Sultanü'l-Mücahidin Sultan Mehmed Han Gazi'nin elinden hicretin sekiz yüz yetmiş dördünde (M. 1469-70) gerçekleşti.

BÖLÜM 144

Bu bölüm padişahın vilayetin bütününü

zapt etmeleri için asker ve gemi göndermesini açıklar.

Padişah, veziri Rum Mehmed'i "Var, Karamanoğlu'nu o vi­ layetten sürüp çıkar." diyerek gönderdi ve kendi kulların­ dan ve Anadolu askerinden nice sancak da kattı. Rum Meh­ med yürüdü, Larende'ye vardı. Larende'nin mescitlerini ve medreselerini yakıp yıktı, babasının evi imişçesine harap ey­ ledi. Şehrin kadınını ve gencini soydurdu, çıplak bıraktı. O zalim, elinden gelen her şeyi yaptı, Müslümanlara bunun benzeri hakaretler yaptı. Larende'den gidip Ereğli'ye vardı. Ereğli'nin de vilayetini ve köylerini harap ettirdi.

O vilayetin halkı "Bu vilayet Allah ve resulünündür. Vila­ yetteki vakıflar konusunda niçin hiç çekinmezsin. Bu vila­ yet onun resulünün vakıflarıdır. Şimdi sen bunları harap et­ tin, Medine şehrinin fakirlerine bu vilayetten yardım git­ mez olursa yarın inandığımız ve tasdik ettiğimiz kıyamet gününde Allah'ın peygamberinin huzuruna vardığın za-

255

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

man ne cevap verirsin?" dediler. Bunun gibi söz söyleyen­ leri o zalim Rum öldürdü. Tanrıdan korkmadı, peygambe­ rinden utanmadı.

Ondan sonra Varsak vilayetinde Uyuz Bey denilen kişi­ nin iline girdi. Karaman'dan aldığı haram malı, Uyuz Bey vilayetinde taş arasında döküp gitti. Varsak geldi, "Bu kom­ şumuz Karamanlı'nın rızkıdır. Rum Mehmed bize getirdi. Bu Rum ne keremli kişi imiş."dediler ve ağzına söve söve bu malı aldılar.*

Şiir

Fesad çok etti çarh gibi Döküle kanlar ola çok ziyanı

Bu İslam ehli içinde dökülen kan Nicelerin gide din ve imanları

Çok ola haraplık cihanda

Bu sözümde sakın düşme şüpheye

Yıkıldı Karaman bozuldu iller Bürüdü alemi zulmün dumanı

BÖLÜM 145

Bu bölüm padişahın İshak Paşa'yı Karaman'a göndermesi ve onun Karaman'da ne yaplığını açıklar.

Padişah İshak Paşa'ya emretti "Var, Karamanoğlu'nu ilden çıkar. Bu uğursuz Rum orada hayli kötülükler etmiş. Sen şimdi Karaman'ın sadece fesat çıkaranlarını ilden çıkar."de­ di. İshak Paşa da yürüdü, Larende'ye gitti. Oradanİçil'e gir­ di. Karamanoğlu kaçh, Uzun Hasan'a gitti. İshak Paşa Ak­ saray'a geldi. Padişahtan 11Aksaray'dan evler sürüp İstan­ bul'a gönderesin." diye emir geldi. İshak Paşa da Aksa-

* "Rum Mehmed, Karamanhlar'a daima yardım eden Varsaklar'ın üzerine yürümüş, bir bölümünü öldürmeyi başarmıştır. Fakat Varsak beylerinden Uyuz Bey'in pususuna düşerek ma lup olmuş ve Karaman'ı soyarak elde etti i eşyayı bütünüyle onlara bırakmak zorunda kalmıştır.

256

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

ray'dan sürgün edip kendisiyle birlikte İstanbul'a getirdi. Bugün İstanbul'daki Aksaraylı mahallesi halkı, İshak Pa­ şa'nın bu sürüp getirdiği kimselerdir.

BÖLÜM 146

Bu bölüm Gedik Ahmed'in Aleyye'yi (Alaiyye) ne şekilde fethettiğini anlatır.

Bundan önce Rum Mehmed'i göndermişlerdi. O gidip hiç­ bir şey yapmamıştı. Zira Alanya beyinin kız kardeşi, Rum Mehmed'in hatunu idi. Gedik Ahmed'in yanına padişah kapısından nice bölük kullar ve Anadolu askerinden nice yoldaşlar da kattılar. Gedik Ahmed yürüdü, Alanya vilaye­ tine vardı. O vilayetin önde gelenlerinden hayli kişiler gelip Gedik Ahmed'e itaat ettiler, önüne düştüler beraberce Alanya hisarının üzerine vardılar.

O vakitler Alanya beyi, Lütfi Beyoğlu Kılıç Arslan idi. Ge­ dik Ahmed'in geldiğini gördü. Gedik Ahmed vardığı gibi hemen toplar kurdurdu. Bu hisarın halkı topları görünce Kılıç Arslan Bey'e geldiler ve "Bu gelen asker Karamanoğ­ lu gibi değildir. Bununla cenk etmenin yararı yoktur." dedi­ ler. Kılıç Arslan Bey "Müslümanlar! Hayırlısı ne ise siz ya­ pın." dedi. Bu şehrin halkından Ahmed Paşa'ya adam gön­ dermesi için işaret olundu. Bu gelen adama "Ahmed Pa­ şa'dan soracağımız vardır, soralım. Görünecek yere gelsin." dediler. Ahmed Paşa da görünecek yere geldi. Yukarıdan "Bu şehri güzellikle veya kötülükle aldın diyelim, bizim pa­ dişahımızı ne yaparsın?" dediler. "Eğer güzellikle verirse­ niz beyinize kendi vilayetinden daha iyi bir vilayeti padişa­ hımdan alırım. Eğer zorla alırsam artık ne olacağını biliyor­ sunuz." dedi.

Sözün kısası, Ahmed Paşa gerektiği gibi bunların hatırıa­ rını hoş etti, ne kendilerine ne de beylerine bir zarar gelme­ yeceğine, hatta yararının dokunacağına inandırdı. Kılıç Arslan Bey de bu söze razı oldu. Hisardan çıktı, Ahmed Pa­ şa'ya geldi ve hisarı teslim etti. Gedik Ahmed de hisarı ken-

257

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

di kullanımına aldı. İçindekilere Osmanlı kanunuyla mu­ amele ederek hisarda bıraktı.

SORU.- Ya Alanya beyi ne oldu?

CEVAP.- Ahmed Paşa Alanya'yı "aman" ile alınca beyi­ ni bütün hazinesi ve akrabalarıyla alıp padişaha getirdi. Kı­ lıç Arslan Bey padişahın yüzünü görünce o an yüzünü yere koydu. Padişah "Korkma! Sana bir zaranın dokunmaz. Hem sana kendi vilayetinden daha iyi tırnar vereceğim." dedi. O saat Gümülcine'yi tırnar verdi ve onun malından ve kumaşından hiçbir şey almadı. Karısına ve çocuğuna bile çok şeyler bağışladı.

Sonunda Gümülcine'ye vardı; orada ne yaptı onu da açık­ layalım.

Bu Gümülcine, deniz kenarına yakın bir yerdir. Deniz ke­ narına korsan gemileri gelip yağmalama yapmasınlar diye gözcüler koyarlardı. Bu Kılıç Arslan oraya vardığından be­ ri gözcülüğü de sürekli kendisi ederdi. Çadırı deniz kena­ rına kurulmuştu. Bir gün ansızın deniz tarafını gözlerken denizden bir gemi sahile yaklaştı. Bu Kılıç Arslan Bey de o gemiye hücum edip cenk eder gibi oldu. Atını tepti, kenar­ dan denize girdi. O gemide bir kayık hazır imiş. Gelip Kılıç Arslan Bey'i aldı, gemiye iletti. Kılıç Arslan Bey oğlunu ve karısını bıraktı, gitti. Şimdi karısının ve oğlunun durumu nasıl dersen, oğlu Allah rahmetine vardı; karısını da oğlu­ nun yanına koydular.

Şiir

Bu dünya lezzeti bil zehirdendir Seni yalanlarla avutandır

Eğer bin yıl yaşasan daim sağ olsan Sonunda kemiklerini ezip ufalayandır

Kime sen iyilik ve kötülük kastedersen O kasdın seni mezara iletendir

Onunla Hakk'a sen gideceksin Kimin hakkı varsa onu istetendir

258

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Bu fethin ve maceranın tarihi Sultan Mehmed Han Ga­ zi'nin kulu Ahmed Paşa'nın elinde hicretin sekiz yüz yet­ miş altısında (M. 1471-72) gerçekleşti.

BÖLÜM 147

Bu bölüm Ahmed Paşa'nın Silifke'yi ne şekilde fethettiğini ve orada vilayeti ne yaptığını açıklar.

Uzun Hasan'a kaçan Karamanoğlu İshak Bey'in kardeşi Pir Ahmed Mokan [Mevkan] Kalesi'ni almıştı. İshak Bey oğlu­ nu Silifke Kalesi'ne koydu. Kendisi Uzun Hasan'a gittiğin­ de İshak Bey'in oğlu Sultan Mehmed'e haber gönderdi, "Si­ lifke'yi sultanıma vereyim. Adamını gönder." Sultan Meh­ med Han da onun sözüne güvenip Ahmed'i seçkin yoldaş­ lada gönderdi. Gedik Ahmed yürüdü, İçil'e girdi. Doğru Si­ lifke'nin üzerine vardı. İshak Bey'in oğlu hisardan çıkıp hi­ sarı teslim etti. O sıralarda Karamanoğlu Kasım Bey, Uzun Hasan'ın yanında bulunuyordu. Uzun Hasan yanına asker katıp onu gönderdi. Bu taraftan Gedik Ahmed, Silifke'yi alınca Mokan Hisarı'na yöneldi. Pir Ahmed karısı ve çocu­ ğunu Mokan Hisarı'nda tutuyordu. İshak Bey'in bir küçük oğlu, Karamanoğlu Mehmed Bey ve onun güzel bir kızı da orada bulunuyordu. Gedik Ahmed hisara saldırdı ve hisarı kuvvet kullanarak aldı. Oradan Lülü'ye [Lüle'ye] gitti ve orayı da güç kullanarak aldı ve halkını kırdı.

Şiir

Ne işler yaptı gör fani cihanda Dahası da var gizli olan görülmeyen

Sakın bu fani dünya için mağrur olma Ki yarar sandığın olur ziyanda

Akıl ve irfan sahibi olanlar uymadı buna Uyanların hepsi ise kalmıştır yabanda

Ne işte olursan ol unutma ölümü Ki unutursan kaybedersin yolunu

259

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Sarayda köşkte döşeklerde yatanlar

Gömüldü yattı çürük samanda

Bu maceranın tarihi hicretin sekiz yüz yetmiş yedisidir (M. 1472-73).

BÖLÜM 148

Bu taraftan Kasım, Uzun Hasan'ın verdiği askerlerle birlikte geldi Erzincan'da Rum padişahına haber gönderdiler, "İzni­ nizle Kılıç Arslan Bey'in oğlunu babasının yerine beyliğe ge­ çirmeye Dulkadır iline gitmek istiyoruz." dediler. O sırada beylerbeyi Hamza Bey Tokat'ta idi. Gelen adam ilk önce ona geldi. Hamza Bey de onların sözüne güvenip geçmelerine izin verdi. Sivas'tan bir nice konak yeri geçtikten sonra hız­ la yürüdüler ve sabah vakti Tokat'ın üzerine baskın yaptılar. Ansızın ve hiç beklenmeyen bir anda Tokat'ı yağmaladılar, şehri yakıp yıktılar, kafircesine iş yaptılar. Müslümanların kadınlarına ve gençlerine gayrimeşru işler yaptılar. Bu yüz karalığıyla bazıları Uzun Hasan'a gitti, bazılarını da Kara­ manoğulları alıp kendi vilayetlerine yöneldiler.

O sıralar Sultan Mehmed Han Gazi'nin bir oğlu Sultan Mustafa, Konya'da idi. Sultan Mehmed oğlu Mustafa'ya haber gönderdi ve Karahisar'da beklemesini söyledi. Ken­ disi heybet ve ihtişamla hareket etti, İstanbul boğazından Anadolu'ya geçti. O sıralar Mahmud Paşa, Gelibolu sanca­ ğı varidatına Mkimdi, tekrar onu devlet eşiğine, İstanbul'a getirtti ve vezir yaptı. Bunlar Karaman'dan çıkarmak için hücum ettiler. Karamanoğulları Yusufİmirza [Yusufça Mir­ za] adındaki beyle birlikte asker toplayıp Akşehir'e geldiler, Hamidili'ne girmek için yürüdüler. Sultan Mustafa, Karahi­ sar'dan onların üzerine yürüdü ve asilerle buluştu. Büyük cenkler oldu. Uzun Hasan'ın gönderdiği beyi ki aynı za­ manda onun amcasının oğludur, tutup boynuna ip geçire­ rek it sürükler gibi sürüklediler. Yine Karamanoğlu Pir Ah­ med kaçtı, gitti. Gedik Ahmed onun karısını ve oğlunu İs-

260

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

tanbul'a getirdi. Kasım Bey yine İçil'e girdi ve orada konak­ ladı. Silifke'yi aldı. Bu taraftan, Gedik Ahmed'i Sultan Meh­ med tekrar gönderdi. Silifke'yi tekrar geri aldılar. Orayı gasp edenleri kırdılar. Kaleyi tekrar Sultan Mehmed'e ait kıldı. Gedik Ahmed İstanbul'a geldi. Sultan Mehmed'in hizmetine girdi ve Sultan Mehmed'in buyruklarını, bu buy­ rukların gereğini yerine getirmek için gözetmeye başladı.

Bu fetih Sultan Mehmed Han Gazi'nin veziri olan Gedik Ahmed'in elinden hicretin sekiz yüz yetmiş yedisinde (M. 1472-73) gerçekleşti.

BÖLÜM 149

Bu bölüm Sultanü'l-mücahidin Sultan Mehmed Han Gazi'nin doğuya yönelmesini açıklar.

Uzun Hasan, Karamanoğlu Kasım'a asker vermiş, o asker de gelip Tokat'ı harap edip gitmişti. Sultan Mehmed Han Gazi'nin onun üzerine varması gerekir oldu. Sultan Meh­ med Han Gazi, Mahmud Paşa, Ahmed Paşa ve Mustafa Pa­ şa'yı topladı ve "Bu Uzun Hasan meselesindeki düşünce ve tedbirleriniz nedir?" diye sordu. Paşalar birbirlerinin yüzle­ rine bakıp sustular. Tekrar padişah "Niçin söylemiyorsu­ nuz?" dedi. Mahmud Paşa "Devletli sultanımı Padişahırnın aklı hepimizin aklından daha ileridedir. Bizim padişahın huzurunda ne gibi bir bilgimiz olabilir ki!" dedi. Tekrar pa­ dişah "Hele siz de fikrinizi bir söyleyin" dedi. Mahud Paşa "Devletli sultanımı Bu Uzun Hasan'ın ne iş yaptığını ve ne şekilde fitneler çıkardığını biliyoruz. Şimdi sultanım, onun yaptığı işe göre iş yapmak gerek. Devletli sultanımı Bu Uzun Hasan denilen kişi padişahımızın bir oğluna denk olacak kişi değildir, ancak yine de düşmandır. Bunun için iyice hazırlanmak gerekir." dedi.

Bu taraftan da Ahmed Paşa "Devletli sultanımı Hele şimdi bir kulunu gönder. Akıncılarlavarsın, onun memleketinin el­ leri uzandığı yerlerini vursunlar, yıksınlar, yaksınlar. Sonra padişahırnız onun yapacağına göre hareket eder." dedi.

261

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]